Bilimsel ismi “halitosis” olan ağız kokusu, sosyal yaşamı olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Bu durumun varlığı genelde etrafımızdaki kişiler tarafından bizlere bildirilmektedir. Ağız kokusunun çeşitli sebepleri olduğundan tedavisi de değişiklik göstermektedir. Eğer tedaviler olumlu sonuçlanırsa ağız kokusundan tamamen kurtulabilmek mümkündür.
Ağız Kokusu Patolojik Bir Durum Mudur?
Ağız kokusu her sabah herkesin yaşadığı bir durumdur. Gece boyu ağız kapalı uyunur. Ağız içerisindeki mikropların ya da ölü hücrelerin, kalmışsa yemek artıklarının ortaya çıkardığı toksik gazlar gece boyu ağızda hapsolmaktadır. Tükürük salgısı uyku esnasında az olduğundan bu mikroplar ağızda daha uygun bir ortam bulmaktadır. Bu durum her insanın yaşadığı normal bir durumdur ve su içmeyle ve diş fırçalama ile bu durum son bulur. Ancak kimilerinde ağız kokusu her daim devam etmektedir. Devamlı olan ağız kokusu patolojik sorunlar olabileceğinin habercisidir.
Hangi Patolojik Sorunlar Ağız Kokusu Yapmaktadır?
1- Diş çürükleri, diş plakları, dil üzerinde ve özellikle dil arkasındaki cepleşmeler sonucu besin birikmesi durumları ağız ortamında sülfür gazı oluşturmaktadır. Bu gaz da ağızda ağır bir koku yapar.
2- Bademcik İltihabı, geniz akıntısı gibi durumlar, ağızdaki bir takım yaralar da kokuya neden olmaktadır.
3- Yemek borusu kanseri ya da akalazya gibi mide kapakçığının yutkunma durumunda da kapalı kalması hali gibi durumlar besinin mideye tamamen geçmemesine neden olur. Yemek borusunda birikim yapan besinler çürüyerek sülfür gazı oluşturur.
4- Reflü oluşumu da ağız kokusuna neden olabilmektedir. Mide ile yemek borusu arasında bir kapakçık vardır. Bu kapakçık yutkunma esnasında açılır ve midedeki besin ve sıvıların yukarıya çıkmaması için tekrardan kapanır. Bu sıkı yapı gevşediği zaman midedeki asitli sular yemek borusundan geçip ağıza kadar taşınır. Eğer midede “Helikobakter pilori” ismindeki bakteri varsa bu bakteri ortamdaki üre maddesini amonyak maddesine dönüştürecektir. Kapakçık zayıflaması sonucu yemek borusu ile bağlantısı kesilmemiş olan mide bu amonyak gazlarını devamlı yemek borusundan yukarıya taşıyacaktır. Bu da yine ciddi ağız kokularına sebebiyet verecektir. Helikobakter pilori vücuttan uzaklaştırılmazsa midede ülsere hatta kanserleşmeye bile sebebiyet verebilir. Bu durumlar da midedeki besinlerin hemen sindirilememesine ve besinlerin uzun süre midede kalması dolayısı ile çürüme yapmasına, dolayısı ile sülfür gazları üretmesine sebebiyet verecektir. Bu durumlar zincirleme sindirim problemlerini tetikleyecek ve ağız kokusuna neden olacaktır. “Helikobakter pilori” tedavisinde iki çeşit antibiyotik kullanılır ve midedeki tahribatları önlemek açısından mide asidi baskılayıcısı olan “proton pompa inhibitörü” kullanılır. Yaklaşık 1-2 hafta süren bir tedavi süreci vardır.
5- Bağırsaklardaki daralma ya da gazın makattan dışarıya atılmasına engel olan diğer tüm bağırsak hastalıkları, gazın geri tepmesine ve bu gazın ağız yolu ile dışarıya atılmasına sebebiyet verir. Bu durum da ağız kokusu sonucunu doğurmaktadır.
Ağız kokusunun tamamen giderilmesi,bu kokuya neden olan hastalığın giderilmesinden geçmektedir. Bu yüzden ağız kokusundan şikâyet edildiği zaman diş hekimleri ya da KBB uzmanları tarafından herhangi bir bulguya rastlanmadığında, bu kokunun sindirim sistemi ile ilgili olabileceği düşünülerek bir Gastroenteroloji Uzmanı’na başvurmakta yarar vardır. Ayrıca şeker hastalığı ya da böbrek yetmezliği gibi hastalıklar da ağız kokusuna sebep olabilmektedir.